Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | borçlarını ödeyebilen | solvable [obsolete] s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | bütün borçlarını ödeyebilen (kimse) | solvent s. | ||
Despite the recent money issues, we remained solvent. Son zamanlarda yaşadığımız para sorunlarına rağmen, halen bütün borçlarımızı ödeyebilecek durumdaydık. More Sentences |
||||
Genel | tüm borçlarını ödeyebilen (kurum) | solvent s. |